Konjunktiv 1, Almanca’da genellikle dolaylı anlatım için kullanılan bir kip türüdür. Bu kip, bir başkasının söylediği ya da yazdığı şeyleri aktarırken kullanılır. Özellikle resmi yazışmalarda, haberlerde ve edebi metinlerde sıkça görülür.
Konjunktiv 1’in Kullanımı:
- Dolaylı Konuşmada: Bir kişinin sözlerini aktarırken doğrudan alıntı yapmak yerine, Konjunktiv 1 kullanılır.
Örnekler:
- Direkt Konuşma: Er sagt: “Ich kann Deutsch sprechen.” (O diyor ki: “Almanca konuşabilirim.”)
- Dolaylı Konuşma (Konjunktiv 1): Er sagt, er könne Deutsch sprechen. (O, Almanca konuşabileceğini söylüyor.)
- Direkt Konuşma: Sie sagt: “Ich habe das Buch gelesen.” (O diyor ki: “Kitabı okudum.”)
- Dolaylı Konuşma (Konjunktiv 1): Sie sagt, sie habe das Buch gelesen. (O, kitabı okuduğunu söylüyor.)
Konjunktiv 1 Oluşturma:
Konjunktiv 1 genellikle fiilin köküne “-e”, “-est”, “-e”, “-en”, “-et”, “-en” eklenerek oluşturulur. Fakat, bazı yaygın kullanılan fiillerde düzensiz formlar görülebilir.
Düzensiz Fiiller için Örnekler:
- sein (olmak):
- Ich sei, du sei(e)st, er/sie/es sei, wir seien, ihr seiet, sie seien
- Örnek: Er sagt, dass er krank sei. (O, hasta olduğunu söylüyor.)
- haben (sahip olmak):
- Ich habe, du habest, er/sie/es habe, wir haben, ihr habet, sie haben
- Örnek: Sie sagt, dass sie einen Hund habe. (O, bir köpeği olduğunu söylüyor.)
Konjunktiv 1, özellikle gazetecilikte ve resmi yazışmalarda gerçek dışı veya varsayımsal durumlar yerine, başkalarının ifadelerini tarafsız bir şekilde aktarmak için kullanılır. Bu kipin doğru kullanımı, Almanca’nın ileri seviyelerinde önem kazanır.
Infinitiv (Temel Fiil) | Konjunktiv 1 Çekimi |
---|---|
sein (olmak) | ich sei, du sei(e)st, er/sie/es sei, wir seien, ihr seiet, sie seien |
haben (sahip olmak) | ich habe, du habest, er/sie/es habe, wir haben, ihr habet, sie haben |
werden (olmak, haline gelmek) | ich werde, du werdest, er/sie/es werde, wir werden, ihr werdet, sie werden |
können (yapabilmek, -ebilmek) | ich könne, du könne(e)st, er/sie/es könne, wir können, ihr könnet, sie können |
müssen (zorunda olmak) | ich müsse, du müsse(e)st, er/sie/es müsse, wir müssen, ihr müsset, sie müssen |
sollen (gerekmek, -meli) | ich solle, du solle(e)st, er/sie/es solle, wir sollen, ihr sollet, sie sollen |
wollen (istemek) | ich wolle, du wolle(e)st, er/sie/es wolle, wir wollen, ihr wollet, sie wollen |
dürfen (izinli olmak, -ebilmek) | ich dürfe, du dürfe(e)st, er/sie/es dürfe, wir dürfen, ihr dürfet, sie dürfen |
mögen (sevmek, hoşlanmak) | ich möge, du möge(e)st, er/sie/es möge, wir mögen, ihr möget, sie mögen |
wissen (bilmek) | ich wisse, du wisse(e)st, er/sie/es wisse, wir wissen, ihr wisset, sie wissen |
- Örnek Soru:
- Direkt Konuşma: Der Lehrer sagt: “Ich werde morgen eine Prüfung durchführen.” (Öğretmen diyor ki: “Yarın bir sınav yapacağım.”)
- Cevap: Der Lehrer sagt, er werde morgen eine Prüfung durchführen. (Öğretmen, yarın bir sınav yapacağını söylüyor.)
- Örnek Soru:
- Direkt Konuşma: Meine Mutter sagt: “Ich habe das Abendessen vorbereitet.” (Annem diyor ki: “Akşam yemeğini hazırladım.”)
- Cevap: Meine Mutter sagt, sie habe das Abendessen vorbereitet. (Annem, akşam yemeğini hazırladığını söylüyor.)
- Örnek Soru:
- Direkt Konuşma: Der Schüler sagt: “Ich kann das Problem lösen.” (Öğrenci diyor ki: “Bu problemi çözebilirim.”)
- Cevap: Der Schüler sagt, er könne das Problem lösen. (Öğrenci, bu problemi çözebileceğini söylüyor.)
- Örnek Soru:
- Direkt Konuşma: Die Politikerin sagt: “Wir müssen die Gesetze ändern.” (Politikacı diyor ki: “Kanunları değiştirmeliyiz.”)
- Cevap: Die Politikerin sagt, sie müsse die Gesetze ändern. (Politikacı, kanunları değiştirmek gerektiğini söylüyor.)
- Örnek Soru:
- Direkt Konuşma: Mein Freund sagt: “Ich werde das Auto kaufen.” (Arkadaşım diyor ki: “Arabayı satın alacağım.”)
- Cevap: Mein Freund sagt, er werde das Auto kaufen. (Arkadaşım, arabayı satın alacağını söylüyor.)