Son Haberler
Anasayfa / Almanca Deyimler ve Atasözleri /      Almanca Deyimler ve Atasözleri

     Almanca Deyimler ve Atasözleri

AlmancaTürkçe
Vor Hunger sterbenAçlıktan ölmek
Den Entschluss fassenKarar vermek, karara varmak
Auf diesem WegeBöyle, bu şekilde, bu yolla
Im SchneckentempoDeve yürüyüşü, kaplumbağa yürüyüşü
Die Ohren spitzenKulak kabartmak
Den Kopf schütteln‘Hayır’ anlamında kafasını sallamak, kabul etmemek
Der Lehrer schüttelte den Kopf.Öğretmen kafasını salladı.
Hinter jemandem her seinBirinin arkasından koşmak, birinin peşinde olmak
Die Männer sind hinter mir her.Adamlar peşimde.
Eins von beidenİkisinden biri
Grün oder blau. Wähle eins von beiden.Yeşil ya da mavi. İkisinden birini seç.
Nicht ausstehen könnenÇekememek, sevmemek, hoşlanmamak
Entschuldige! Aber ich kann heute Abend deine Freunde nicht ausstehen.Kusura bakma! Ama bu akşam arkadaşını çekemem.
Zur Welt kommenDünyaya gelmek, doğmak
Zu suchen habenAramak, işi olmak
Was hast du hier zu suchen?Burada ne arıyorsun?
Es satt habenBıkmak, karnı tok olmak, artık yetmek
Von oben bis untenBaştan aşağı, tamamıyla, tepeden tırnağa
Mit Leib und SeeleTüm benliğiyle, yürekten
Das ist keine Kunstİş değil, hüner değil, babam da yapar
Jemandem die Hand schüttelnBirinin elini sıkmak
Gas gebenGaza basmak, gazlamak
Zu Ende seinBitmek, sona ermek
Die Achseln zuckenOmuz kaldırmak, omuz silkmek
Sein Wort haltenSözünü tutmak
Auf die leichte Schulter nehmenHafife almak, kolaya almak, önemsememek
Bis über die OhrenÇok fazla, haddinden fazla
Sein lassenYapmamak, yapmaktan caymak
Vor kurzemBirkaç gün önce, daha önce
Aufs Haar stimmenTam tamına doğru olmak
Meine Ergebnisse stimmen aufs Haar.Benim sonuçlarım tam tamına doğrudur.
Ein gutes (schlechtes) Gewissen habenVicdanen rahat olmak (olmamak), gönlü rahat olmak (olmamak)
Ich habe meinen Vater nicht belogen. Deswegen habe ich ein gutes Gewissen.Babama yalan söylemedim. Bu yüzden gönlüm rahat.
Ein für allemalSon olarak, son defa
Ein Auge zudrückenGöz yummak, mani olmamak
Ich drücke ein Auge zu, aber das soll das letzte Mal sein.Göz yumuyorum, ama bu son olsun.
Zu weit gehenÇok olmak, ileri gitmek
Die Stirn runzelnYüzünü buruşturmak, yüzünü ekşitmek
SchleudernKaymak, patinaj yapmak, savurmak
Wie aus der Pistole geschossenSu gibi
Ihr müsst die Wörter wie aus der Pistole geschossen sagen können.Sözcükleri su gibi söyleyebilmelisiniz.
Nicht mehr mitmachen(Artık bir işte) Olmamak
Klasse seinBirinci sınıf olmak, harika olmak, şahane olmak
Mensch! Das Buch war doch Klasse!Yahu, kitap harikaydı be!
Zur Hand habenElinin altında olmak, elinde (var) olmak
Mit guten GewissenGönül rahatlığı ile, huzur içinde, rahatlıkla
Nicht fertig werdenBir türlü unutamamak, aklı fikri hep aynı şeyde olmak, işin içinden bir türlü çıkamamak
Eine Aufnahme machenFotoğraf çekmek, resim çekmek
Platz machenYer açmak
Kreuz und querHer yana, sağa sola, bir aşağı bir yukarı
Hier und daOrada burada, yer yer, bazen
Heute sind wir hier und da spazieren gegangen.Bugün orada burada gezinti yaptık.
Geld machenPara kazanmak
Feierabend machenBitirmek, kapatmak, son vermek, paydos etmek
Wieder auf den Beinen seinBelini doğrultmak, işlerini yoluna koymak; iyileşmek
Bist du wieder auf den Beinen?Şimdi iyi misin?
Mit der ZeitZamanla, yavaş yavaş
Keinen Pfennig wert seinBeş para etmemek
Den Mund haltenÇenesini kapamak, sesini kesmek, ağzını açmamak
Du sollst den Mund halten!Kapa çeneni!
Zu weit gehenÇok olmak, ileri gitmek
Die Stirn runzelnYüzünü buruşturmak, yüzünü ekşitmek
SchleudernKaymak, patinaj yapmak, savurmak
Wie aus der Pistole geschossenSu gibi
Ihr müsst die Wörter wie aus der Pistole geschossen sagen können.Sözcükleri su gibi söyleyebilmelisiniz.
Nicht mehr mitmachen(Artık bir işte) Olmamak
Klasse seinBirinci sınıf olmak, harika olmak, şahane olmak
Mensch! Das Buch war doch Klasse!Yahu, kitap harikaydı be!
Zur Hand habenElinin altında olmak, elinde (var) olmak
Mit guten GewissenGönül rahatlığı ile, huzur içinde, rahatlıkla
Nicht fertig werdenBir türlü unutamamak, aklı fikri hep aynı şeyde olmak, işin içinden bir türlü çıkamamak
Eine Aufnahme machenFotoğraf çekmek, resim çekmek
Platz machenYer açmak
Kreuz und querHer yana, sağa sola, bir aşağı bir yukarı
Hier und daOrada burada, yer yer, bazen
Heute sind wir hier und da spazieren gegangen.Bugün orada burada gezinti yaptık.
Geld machenPara kazanmak
Feierabend machen**Bitirmek, kapatmak
Im Wege stehenEngel olmak, karşısına çıkmak
Schule habenOkulu olmak
Heute haben wir keine Schule.Bugün okulumuz yok.
Eine Rolle spielenBir rol oynamak, rolü olmak, önemi olmak
Der Beruf spielt im Leben eine große Rolle.Mesleğin yaşantıda büyük rolü vardır.
Nichts zu machen seinYapacak hiçbir şey olmamak
Leid tunÜzgün olmak, acımak
Im KopfKafadan, akıldan, akılda
Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.Akıldan hesap yapamıyorsun demek.
Bescheid wissenİyi bilmek
Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?Öğretmenin ne dediğini iyi biliyor musun?
Es ist mir rechtBenim için hava hoş, bence bir sakıncası yok
Auf jeden FallHer durumda, kesinlikle, ne olursa olsun
Unter UmständenBelki, herhalde, uygun düşerse
Schluss machenBitirmek, son vermek
In zwei Minuten müsst ihr Schluss machen.İki dakikaya kadar bitirmelisiniz.
Kurz und gutKısacası, sözün kısası
Auf den Gedanken kommenFikrine varmak
Schwarz sehenKaramsar olmak, sonunu iyi görmemek
Er ist sehr krank. Ich sehe schwarz für ihn.Çok hasta, sonunu hiç iyi görmüyorum.
In Ruhe lassenBirini rahat bırakmak
Lass mich in Ruhe!Beni rahat bırak!
Nach wie vorEski hamam eski taş, eskisi gibi
Imstande seinYapabilmek, elinden gelmek, ağzında bakla ıslanmamak
Zu Ende gehenBitmek, sona ermek
Auf den ersten Blickİlk bakışta
Genug davon habenCanına tak etmek, bezmek, artık yetmek
Nicht gefallenİyi (sağlıklı) gözükmemek
Heute gefiel mir mein Vater nicht.Babamı bugün pek iyi görmedim.
Heute oder morgenBugün yarın
Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen.Bugün yarın bir araba satın alacağım.
Es kommt darauf anBakalım
Es kommt darauf an, dass er ins Kino kommt?Bakalım sinemaya gelecek mi?
EinigermassenSöyle böyle, iyi kötü, aşağı yukarı
Ich weiss einigermassen.Nasıl olduğunu iyi kötü biliyorum.
Keine Ahnung habenBilgisi olmamak
Wohin ist er gegangen? Ich habe keine Ahnung.Nereye gitti, hiç bilgim yok.
Zu tun habenYapacak işi olmak
Ich habe viel zu tun.Çok işim var.
Zur Sache kommenKısa kesmek
Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.Kısa kes, vaktim yok.
Vor sich gehenOlmak, vuku bulmak
Wie der Unfall vor sich gegangen ist?Kaza nasıl oldu?
Einen Streich spielenBirine oyun oynamak, oyun etmek
Versuch nicht, mir einen Streich zu spielen!Bana oyun oynamaya sakın kalkma!

Bu liste, Almanca öğrenenler için sık kullanılan ifadeler ve deyimler hakkında pratik bir kaynak sunar. Her bir ifade, günlük Almanca konuşma dilinde yaygın olarak kullanılan durumları yansıtır. A2 ve B1 seviyelerine uygundur.

Hakkında Emre SARI

Cevapla